Gıda güvencesi ve gıda güvenliğinin vazgeçilmezi, bir ülkenin tarımsal üretiminde ve gıdada kendi kendine yeterli olmasıdır. Bu nedenledir ki, bir ülkenin kendi kendine yetebilir olmasında kesintisiz gıda arzı önemli bir aktördür.
Son yarım yılda tüm dünyada mücadele edilen COVID-19 salgını, gerçeklerin üzerindeki örtüyü kaldırarak önemli olmadığı düşünülen bazı konuların ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
İçinden geçilen bu pandemi döneminde, tarım, gıda ve su kaynaklarının hayati derecede önem teşkil ettiği ve kesintisiz gıda arzının da her zamankinden daha önemli olduğu anlaşıldı. Tarım ve gıdada yerel üretim ve yerli tohumların önemi fark edildi.
2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyara yaklaşacağının, Türkiye nüfusunun da 100 milyonu aşacağının, tarımsal ürünlere olan talebin %60 oranında artacağının öngörüldüğüne değinen Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, tüm dünya ülkelerinde küresel iklim değişikliğinin etkilerinin, tarım alanlarının azalmasının ve kırdan kente göçün tarımsal ürün arzını zora soktuğunu söyledi.
Öngörülemeyen salgın nedeniyle gıda arzında sorunlar yaşanmakta olduğunu belirten Reis, “Tüm dünya ülkeleri küresel gıda krizi endişesiyle tarım ürünleri ve gıda arzı için acil önlemler alıyor. Tarım ürünlerinde dışa bağımlı ülkeler önümüzdeki dönemlerde sorun yaşayacaktır.” dedi.
Bu dönemde tarımsal ürün ihracatı yapan ülkelerin, kendi halkının gıda güvencesini gerekçe göstererek ihracat sınırlamaları getirdiklerini dile getiren Reis, olağanüstü durumlarda istenildiğinde ürün bulabilmenin ve ucuz ithalat yapabilmenin zorlaşacağını da söyledi.
Türkiye, pandemi sürecinde, kesintisiz şekilde gıda ihtiyacını karşıladı
Pandemi nedeniyle dünya genelinde kuru fasulye tüketimine bağlı olarak talepte artış yaşandığını ve bu durumun uluslararası piyasalarda fiyat artışlarını tetiklediğini söyleyen Reis sözlerine şöyle devam etti: “Tüm dünya genelinde özellikle Amerika ve Avrupa ülkelerinde daha çok panik alımları yaşandı. Salgın sürecinde dünyanın neredeyse tamamında karantina uygulanması başlatıldı. Tüketiciler uzun raf ömrü olan bakliyat, pirinç ve un gibi ürünlere yöneldi. Sağlıklı bir yaşam için yüksek protein ve lif değerlerine sahip olan bakliyat ürünlerinin tüketimi bu dönemde daha da artı. Pandemi döneminde firmamız satış noktalarına kesintisiz gıda tedariki yaparak panik alımlarını önledi.”
Tarım ürünleri ve gıda güvencesi açısından diğer ülkelere oranla çok daha iyi olduğunu kanıtlayan Türkiye, COVID-19 sürecinde, gıda ihtiyacının karşılanması için gerekli tedbirleri alınarak tarım ürünleri arzında bir sorun yaşamadı.
TMO’nun, ülkenin ihtiyacı olan ürünlerde yeterli miktarda stok bulundurmasıyla ve sıfır gümrükle ithalat yapma yetkisiyle piyasaları regüle etme görevini yerine getirdiğini belirten Reis, hasat dönemine kadar tarımsal ürünlerde bir sıkıntı yaşanmayacağını ancak bir sonraki hasat dönemine kadar tarımsal ürün arzında mevcut stok takibinin dikkatlice izlenmesi gerektiğini söyledi.
Reis sözlerini; “Bir ülkenin tarımsal üretimde ve gıdada iç tüketimini karşılayabilmesi ulusal güvenlik kadar önem arz etmektedir.” diyerek noktaladı.
