Reis Gıda, Dünya Gıda Günü’nde Yaşamın ve Gıdanın Ortak Unsuru Olan Suyun Önemini Vurguluyor
“Yeşil Gelecek Su Kaynaklarının Korunmasıyla Şekillenecek”
Dünya Gıda Günü’nde, suyun yaşamın temeli olduğunu vurgulayan Reis Gıda, “Yeşil Gelecek Su Kaynaklarının Korunmasıyla Şekillenecek” vizyonunu kamuoyuyla paylaşıyor. Bu özel günde, Reis Gıda, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi gerekliliğine dikkat çekiyor ve her bireyi bu önemli konuya katkıda bulunmaya davet ediyor.
Su, hayatın ve gıdanın anahtarıdır. Tarımsal üretimin merkezinde olan su kaynaklarımız, gelecekteki gıda güvencemizin teminatıdır. Ancak, artan nüfus, hızla büyüyen endüstriyel faaliyetler ve iklim değişiklikleri, su kaynaklarımızı tehdit etmektedir. Reis Gıda olarak, suyun tarımdan sanayiye, enerji üretiminden ekosistemlere ve en önemlisi bir gıda kaynağı olarak insan yaşamında ne kadar kritik bir rol oynadığına inanıyor ve su rezervlerimizin sonsuz olmadığını ve korunması gerekliliğini yürekten benimsiyoruz.
16 Ekim Dünya Gıda Günü’nün 2023 yılı temasının “Su Yaşamdır, Su Besindir” olarak belirlemesi; 2050 yılında dünya nüfusunun ve özellikle Türkiye’nin nüfusunun büyük bir artışla 100 milyonu aşacağı yönünde yapılan tahminlerin artan nüfusu beslemek için daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağının önemine dikkat çekiyor. Büyüyen nüfusu beslemek için sürdürülebilir su kaynakları yönetimi ve verimli su kullanımı önemli başlıklar arasında değerlendirmektedir. Dolayısıyla, suyun ve gıdanın sürdürülebilirliği, önümüzdeki yıllarda daha da büyüyecek olan nüfusun beslenmesinde hayati bir rol oynayacaktır.
Bu özel günde toprak, su ve havayı iyileştirmeyi amaçlayan bir üretim sistemi olarak tanımlanan, topraklarımızı ve suyumuzu korumanın bir yolu olarak görülen Rejeneratif tarımın önemine dikkat çekmek istiyoruz. Rejeneratif tarım yöntemiyle toprağın verimliliğini artırır, erozyonu azaltır, su kaynaklarını korur ve iklim değişikliği ile mücadele edebiliriz. Rejeneratif tarım, sürdürülebilir bir geleceğe doğru atılan bilimsel bir adımdır. Ayrıca toprağın besin ve su ihtiyacını sağlayarak besin değeri yüksek gıdaların üretilmesine katkıda bulunur. Bu yaklaşım toprağın organik madde içeriğini artırarak verimli ve dayanıklı olmasını sağlar. Aynı zamanda iklim değişikliği bağlamında toprağın karbon depolama kapasitesini artırması atmosferdeki karbondioksit miktarını azaltmaya yardımcı olur. Örneğin, bir çiftçi, toprağın daha fazla su tutabilmesi için ekinler arasında bakliyatları tercih ediyor. Bu sayede bakliyatın ürettiği azot toprağın beslemesine ve geri dönüşümüne katkı sağlamaktadır.
Dünyamızın yüzde 71’i sularla kaplıdır. Sadece yüzde 2,5’luk kısmı tatlı su kaynağıdır ve bu oranın yüzde 13’ü sanayide, yüzde 72’si tarımsal üretimde ve yüzde 13’ü içme-kullanma suyu olarak evlerde tüketilmektedir. Tarım sektöründe vahşi sulamanın önüne geçmek, suyun depolanmasını sağlamak ve rejeneratif tarım gibi iyi tarım yöntemlerini benimsemek tatlı su kaynaklarımızın korunması için önemlidir. Gıda hijyeni olarak sanayi üretiminde temiz suya alternatif çözümler kaynaklarımız tükenmeden araştırılmalıdır.
Reis Gıda olarak suyumuza hem tüketim hem de üretim kaynağı olarak baktığımızda; sürdürülebilir bir dünya için her bireyin kaynaklarımızın korunması için çabalar göstermesi, toplumsal ve çevresel değişimler yaratmada büyük bir etki sağlayacağını düşünüyoruz. 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde, Yeşil Geleceğin Su Kaynaklarının Korunmasıyla Şekilleneceğine inanıyoruz.