GüncelManşet

267 milyar dolarlık 2024 hedefimiz yüksek maliyet, düşük kur kıskacında

Türkiye’nin Asyalı rakiplerden en az yüzde 40, Avrupa’daki birçok ülkeden ise yüzde 15-20 daha pahalı olduğunu vurgulayan TİM Başkanı Mustafa Gültepe: 267 milyar dolarlık 2024 hedefimiz yüksek maliyet, düşük kur kıskacında 

 Son bir yılda üretim maliyetlerinde yüzde 100’ün üzerinde artış olduğuna dikkat çeken TİM Başkanı Mustafa Gültepe, “Bazı sektörlerde oran yüzde 120’nin de üzerine çıktı. Aynı dönemde dolar kurundaki artış ise yüzde 25’te kaldı. Dolayısıyla birçok sektörde fiyat tutturamıyoruz. Yılın ilk yarısında hedeflerimizin gerisinde kaldık” dedi.

 Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, yıl sonu için hedeflenen 267 milyar dolarlık hedef için ihracatçının yüksek maliyet düşük kur kıskacından çıkarılması gerektiğini söyledi.  İhracatçının önündeki engellerin bir an önce kaldırılmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Gültepe, ekonomiyi soğutmadan enflasyonla etkili mücadele için ihracatın en etkili ve tek yol olduğunu söyledi.

Mustafa Gültepe, TİM Sektörler Konseyi Üyeleri’nin de katılımıyla düzenlediği toplantıda ihracatın ilk yarı performansının yanı sıra güncel sorunlar ve ekonomi yönetiminden beklentileriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. TİM’in ‘İhracat 2024 Raporu’nun da paylaşıldığı toplantıda konuşan Gültepe, 2024 yılına 267 milyar dolarlık mal ve 110 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedefi ile başladıklarını hatırlattı. Yılın ilk yarısında hedefin gerisinde kaldıklarını bildiren Gültepe, şöyle devam etti:

İHRACATIMIZ SON 1,5 YILDIR YATAY SEYİR İZLİYOR

“6 aylık ihracatımız 125,4 milyar dolara, 12 aylık ihracatımız ise 257,8 milyar dolara ulaştı. 2023 ile kıyasladığımızda 6 aylık ihracatta yüzde 2, 12 aylık ihracatta yüzde 2,5 artıdayız. Henüz verisi kesinleşmeyen hizmet ihracatçında ise ilk yarıyı 44,6 milyar dolar düzeyinde tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Hizmet ihracatımızı da geçen yıla göre yüzde 3,4 civarında artırmış bulunuyoruz. Gerek küresel pazarlardaki gelişmeler, gerekse içerideki sorunlara rağmen ilk 6 ayı artıda tamamlamamız önemli. Ancak tablo 2024 için belirlediğimiz ve mütevazı sayılabilecek hedefe bizi taşımayabilir.

Çünkü aylık iniş ve çıkışlar olmakla birlikte ihracatımız son bir buçuk yıldır genelde yatay bir seyir izliyor. Bu sonuçta Ukrayna ile başlayan ve Gazze ile devam eden bölgesel çatışmaların, AB ve ABD gibi büyük pazarlarda talepteki daralmanın elbette etkisi var. Ancak özellikle üretim maliyetlerimizdeki yüksek oranlı artışa rağmen kurun yatay seyri rekabetçiliğimize zarar verdi. Temmuzdan temmuza son bir yılda üretim maliyetlerimizde yüzde 100’ün üzerinde artış oldu. Bazı sektörlerde oran yüzde 120’nin de üzerine çıktı. Aynı dönemde dolar kurundaki artış ise yüzde 25’te kaldı. Dolayısıyla birçok sektörde fiyat tutturamıyoruz. Üretim maliyetlerine bakıldığında dolar bazında Asyalı rakiplerimizden en az yüzde 40, Avrupa’daki birçok ülkeden yüzde 15-20 pahalıyız. 267 milyar dolarlık 2024 hedefimiz yüksek maliyet, düşük kur kıskacında bulunuyor.”

HEDEFLERİ TUTTURMAK İÇİN HER YIL YÜZDE 10 BÜYÜMEK ZORUNDAYIZ

Türkiye’nin rekabetçiliğini büyük ölçüde kaybettiğine dikkat çeken Gültepe, özellikle emek yoğun sektörlerde hasarın büyük olduğunun altını çizdi. Verilerin de tabloyu net bir şekilde ortaya koyduğunu belirten Gültepe, şöyle devam etti:

“2023’de mal ihracatçısı 26 sektörümüzden 9’unda pazar kaybettik. Bu yılın ilk yarısında da benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Örneğin lokomotif sektörler arasında yer alan hazır giyimde 2023’ün ilk 6 ayında 9,9 milyar dolar olan ihracatımız bu yılın aynı döneminde yüzde 12,8 düşüşle 8,7 milyar dolara geriledi.

2022’nin ilk 6 ayı ile kıyasladığımızda kayıp yüzde 20’ye yaklaşıyor. Birçok sektörde benzer durum söz konusu. Bu yılın ilk yarısında demir ve demir dışı metallerde yüzde 6,7 tekstilde  yüzde 3,8, mobilyada yüzde 4,5, çimento cam seramik ve toprak ürünlerinde yüzde 9,4, deride yüzde 26,7, zeytin ve zeytinyağında ise yüzde 22,3 kaybımız var. Kâr marjları düştüğü, hatta bazı sektörlerde müşteri kaybetmemek uğruna zararına satış yapıldığı için şirketlerin işletme sermayesi azaldı. Son dönemde konkordato ilan eden firma sayısında ciddi artış var. Biz Cumhuriyetimizin ikinci 100 yılına Türkiye’yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma vizyonu ile başladık. 2028’de ise 375 milyar dolarlık mal ihracatı hedefliyoruz. Orta vadeli bu hedef için ihracatımızı her yıl ortalama yüzde 10 büyütmemiz gerekiyor. Ancak talebin daraldığı bir süreçte düşük kur ve yüksek maliyet kıskacında sıkışan ihracatla bu yıl için öngördüğümüz 267 milyar dolarlık hedefe ulaşmamız bile zor görünüyor. Uzun vadede ihracatta katma değeri artırmak, halen 1,5 dolar düzeyindeki kilogram birim fiyatımızı 3 doların üzerine çıkarmak durumunda olduğumuzu biliyoruz. Nitekim TİM olarak yüksek teknolojinin imkânlarını kullanma, tasarım, markalaşma, inovasyon ve yeşil üretim kapasitemizin gelişmesi için firmalarımıza öncülük ediyoruz. Sektörlerimiz Yeşil Mutabakat’a uyumun yol haritası niteliğindeki eylem planlarını tamamladılar. Uygulama sürecini belli periyodlarla takip ediyoruz. Kısa vadede ise rekabetçiliğimizi zayıflatan, hızımızı kesen, bizi oyundan düşüren engellerin bir an önce kaldırılmasını bekliyoruz.”

Türkiye’nin zorlu bir enflasyonla mücadele sürecinden geçtiğini hatırlatan Gültepe, özellikle dar ve sabit gelirli kesimi zorlayan hayat pahalılığına karşı her türlü desteği vermeye hazır olduklarını bildirdi. Enflasyonla mücadele ederken büyümeyi de sürdürmek için ihracatın tek ve en etkili yol olduğunu vurgulayan Gültepe, “Ülkemizde daha önceki dezenflasyon süreçlerinde ihracata ağırlık vererek ekonominin soğumasını, üretimin yavaşlamasını, çarkların durmasını önlemiştik. Bugün de yine aynı anlayışla sorumluluk üstlenmeye hazırız” dedi.

ENFLASYONLA KUR ARASINDAKİ FARK 5 PUANDAN FAZLA OLMAMALI

Mustafa Gültepe, kısa vadede ihracata yeniden ivme kazandırmak için ekonomi yönetiminden beklentilerini şöyle sıraladı:

  • Kur enflasyona paralel hareket etmeli, enflasyonla kur arasındaki fark 5 puandan fazla olmamalı.
  • Yurt içinde üretimi olmayan ya da talebi karşılayamayan ham madde ve ara malların ithalinde vergi yükü hafifletilmeli.
  • Üretici ve ihracatçıya ilave yük getirecek, rekabetçiliği daha da zarar verecek düzenlemeler gözden geçirilmeli.
  • Üretimde kullanılan elektrik ve doğalgaz gibi enerji maliyetleri koşulların elverdiği ölçüde asgari düzeyde tutulmalı.
  • Zor dönemde Eximbank ve İGE A.Ş’nin ihracatçımıza finansman desteğini çok anlamlı buluyoruz. Ancak süreci en az hasarla atlatabilmemiz ve önümüzdeki döneme hazırlanmamız için daha uygun koşullarda finansman imkânları oluşturulmalı.

Mustafa Gültepe ihracatçıya finansman desteği sağlamak için İGE A.Ş aracılığıyla 1,5 yıl önce aldıkları Türk Ticaret Bankası’nı yeniden yapılandırma çalışmalarında sona yaklaştıklarını bildirdi. Gültepe, bankanın yıl sonuna doğru faaliyete başlayacağını sözlerine ekledi.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen kapatıp sayfayı yenileyin.