Türkiye Perakendeciler Federasyonu’na bağlı faaliyet gösteren yerel marketlerin çalışma saatleri değişti
Bugün Gıda Perakendeciliğinde Şartların Ağırlaştığı, Rekabetin Işletmeleri Zorda Bıraktığı, 50 Ve 100 Kişi Çalıştırılırken, Bir Veya Iki Taksi Plakasına Marketlerini Satıp, Çalışanların Iş Imkanlarını Sonlandırdığı Ve Kendi Konumlarını Sıfırladıkları Gözükmektedir. Ülke Perakendesindeki Yaşanan Sıkıntılar, Dünya Lideri ABD’de 80’Li 90’Lı Yıllar Arasında Araştırılmış; Bulunan Çözümde Şirketleri Ataletten Kurtarmak, Çeviklik Kazandırmak, Hantal Yapılardan Hızlı Karar Veren Yapılara Geçmek Olduğunda Birleşilmiştir. Perakendecileri Sıfıra Götüren Iki Ana Sebep, Çalışan Atalet Davranışları Ve Işveren Sermaye Sahibinin Yanlış Yönetimidir…
Çalışan ataleti…
1- Karar verme ağırlığı, verilen kararların sulandırılması,
2- İş yapmama, yapılacak işlerde başarısız olacağını söylemek, kötümser eleştiriler ve kaygılı yaklaşımlar,
3- Şirkete yeni başlayanlara başarılı olmaması için yapılan dedikodu trafiği,
4- Dinlenme ve sigara saatlerinin uzatılması, iç disiplin zayıflığı,
5- Eyleme geçmek için tüm şartların 4/4’lük olmasını bekleme…
Yukarıdaki davranışların hepsi birden gerçekleştiğinde artık son noktaya gelinmiş olabilir. Bu noktaya gelmemek için, yönetici ve çalışanların;
İşinin uzmanı ve yapanlar mı? *İşin uzmanı olmayıp yapanlar mı? *İşin uzmanı olup, yapmayanlar mı? *Uzmanı olmayıp, yapmayanlar mı?
İncelendiğinde, işin uzmanı ve işini yapanlardan şirket oluşuyor ise şirket pozitif ivme kazanır. Peki ne yapmalıyız? Her şartta şirketleri kurtaracak planlar vardır. En kolayı tepe yöneticisine tam yetki, ast yöneticilere ise böl ve yönet sisteminin uygulanmasıdır. Bilgi akışı yukarıdan aşağıdaki son noktaya kadar gitmelidir. Eğer balık baştan koktu ise baştan değişiklik yapıp, başarılı bir yönetici getirilmeli; iç dengeler bozulmayacak şekilde, yapıda hızlı karar veren hedefe koşacak yapıyı profesyonel yöneticiler ile kurması sağlanacaktır. Başarısızlık korkusundan işi yapmayan, yanlışları doğru gibi anlatan, devamlı şikayet eden; her söylenene, her hedefe negatif yaklaşımda bulunan, üretkenliği, kararlılığı, vizyonu engel teşkil eden yöneticilerden kurtulmalıdır. Değiştirmek istediğimiz yapı, atalete girmiş veya girmek üzere olanlarla değil, yeni transferler üstünden yapılmalıdır. Eğer takımımız küme düşme mücadelesi veriyor ise en büyük tehlike durumun kabullenilmesidir. Bu küme düşürür… 1990’lardan itibaren perakendeci sayısı azalıyor, bugün karar verelim. Üzerimizdeki ataletten kurtulalım. Başarılı yarınlar, doğru profesyeneller ve doğru kararlarla gelir. Ortamın 4/4’lük olmasını beklemeyelim. Hızlı olalım. Karar vermez isek yola çıkamayız, en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir.
İşveren davranışları…
Her toplantıda veya arkadaş sohbetlerinde işveren tarafından anlatılan her konunun başında biz şirketi kurarken şöyle yaptık, böyle yaptık kapı kapı dolaştık; semt sakinlerinle duygusal bağ kurduk… Buna dünyada EQ, yani “Duygusal Zeka” deniyor. Bu kurumları başarıya götüren en önemli etki görülüyor. EQ’nun şirketlerde IQ’dan daha önemli olduğu iddia ediliyor. Şirketlerde başarılı profesyonel yöneticiler, genelde EQ üstünlüğü olan kişilerden çıkıyor. Sermaye sahibinin parasal sermayesi ne kadar önemliyse onu ilerletecek, başarıya götürecek, duygusal sermaye de o kadar önemlidir. EQ doğru transferle kazanılacak bir durum. Kurum sahiplerinin duygusal sermaye sahibi kişileri başa getirmesi IQ+EQ olur ki; bu da 1+1=3 ve yukarısıdır. Kurumlarda en büyük eksiklik EQ yani Duygusal Zeka eksikliğidir. Etraftaki ayak bağlarının 3-5 tanesinden yolları ayırmakla, bu kişileri transfer ederek yukarı doğru ivme rahatlıkla yakalanabilir…
Perakendede zor bir yıl yaşadı ve çoğu şirket personel maaşlarını bile ödeyemeden ya şirketlerini devrettiler ya da kira dahi ödeyemediklerinden mağazalarını kapattılar. Kalanlarsa yeni bir sayfa açtılar. Yeni yıl böyle başladı ama geleceği göremeyenler, geçmişten ders almayanlar da ilk verği döneminden sonra aramızdan ayrılabilirler.
Perakendeciler arasından kimlerin gideceğinin bile neredeyse lotosu belli ve sesli konuşuluyor, bu da hem kendilerine hem de ülkemize zarar verecek. Sermaye sahipleri iç etkenlerden kurtulup, gelecekleri için duygularını değiştirip irade ortaya koyabilecekler mi?
Her şey daha güzel perakende için…